Sevgili dostlarım,

İstanbul’un kara teslim olmasının hemen öncesinde Alkaş Danışmanlık, Alkaş Perakende, HAN Spaces, Alp Alkaş Perakende ve Gayrimenkul Merkezi’nde birlikte çalıştığım canım arkadaşlarımla, Ataşehir’de yeni hizmete sunduğumuz Han Spaces Ataşehir’de çok keyifli ve bilgilendirici bir Cumartesi geçirdik. Hep birlikte “iş hayatında tutku” odaklı çalışmalar yapan HRthinksMe Danışmanlık’ın kurucusu Alper Toper eğitmenliğinde "Beni Ne Motive Eder" eğitimini aldık.

Mutluluğun insanın sevdiği işi yapması değil; yaptığı işi sevmesi olduğuna inanan insanlardan biri olarak bu tarz eğitimlerin birçok açıdan çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

İlki bazılarını bildiğimiz, bir kısmını unuttuğumuz diğer bir bölümünü de yok saydığımız bilgileri hatırlamamızı sağlaması.

İkincisi günlük rutin içerisinde kaçmak ve kovalamaktan durmaya fırsat bulamayan bizlere bir günlük de olsa “bir AN durma ve odaklANma” imkânı vermesi.

Son olarak ise birlikte çalışan takımların aslında aynı hedefe koştuklarını kimi zaman unutması gerçeğini göz önüne alarak bunu hatırlatması.

Uzun yıllardır insan kaynakları sektörüne aklını, gönlünü ve zamanını vermiş olan Alper Bey ile çok keyifli ve ilham verici bir gün geçirdik. Aslında biz eğitime, bir günlük eğitim öncesinde de hazırlanmaya başladık. Katılmadan önce iş hayatında bizi motive eden motivatörleri ve kimlikleri belirlemek için anketler yaptık. Tabii öncesinde de bu ikilinin de ne olduğunu iyice içimize sindirdik.
 

Özetleyecek olursak 23 motivatörden bazıları şöyle: öğrenme, yaratıcılık, aile, amaç, arkadaşlık, para, zorlu hedef, sosyal sorumluluk, prestij vb. Kimlikler ise: Başarılılar, ödül odaklılar, Yapıcılar, Düşünürler ve Destekleyiciler…

Öncesinde birlikte kahvaltı ettiğimiz ve sosyalleşme fırsatı bulduğumuz günde HAN Spaces  ortağım Nurus YKB Güran Gökyay da ilham verici konuşmasıyla bizimleydi. Hepimizin aklında hoş bir sada bırakan bu anlamlı günden aklımda kalan bazı noktalar da şöyle:

Artık hayatlar kişiselleştirilmiş, dolayısıyla yöneticilerin de çalışanlarına daha kişisel yaklaşması gerektiği bir gerçek.

Özellikle Y ve Z kuşağı takdiri geri bildirim olarak algılıyor- takdir artık her zamankinden daha önemli.

1’e 5 kuralı her zamankinden daha geçerli; 1 eleştiriye karşı 5 takdir vermemiz gerekiyor.

Ve en önemlisi de takdir gören davranışlar tekrar ediliyor.

Sevgili dostlarım, yoğun iş temposu içerisinde bazen gerekliliğini ve önemini sorguladığımız bu küçük aralar, bu hoş öğrenme AN’ları aslında hepimize tahminimizden çok daha iyi geliyor. Durmayı, düşünmeyi, birbirimizi dinlemeyi ve birlik olmayı sağlıyor.

Geçen Cumartesi bizim için kısa AN’ların uzun Maratonlara nasıl katkı sağladığını bir kere daha anlama fırsatı yarattı.

Hepinize bu yılda da zorlu geçmeye uzun maratonlar öncesi keyifli ve ilham verici, öğrenme ve aydınlanma kısa da olsa hoş ve mutlu AN’lar dilerim…